1-7 Eylül tarihleri arasında kutlanan Zabıta Haftası kapsamında zabıtaların meslek sorunlarını dile getiren Tüm Bel Sen Zonguldak Şube Başkanı İsmail Sefertaş, "Zaman zaman sokaktaki dilencilere veya seyyar satıcılara müdahale etmek zorunda kalan zabıtalara bu yüzden maalesef ki vicdansız ve kötü kimselermiş gibi bakılmakta, ama bu müdahalelerin onların kişisel tercihi değil kendilerine verilen görev gereği olduğu unutulmaktadır" dedi.
Başkan İsmail Sefertaş, açıklamasında şunları söyledi:
"Kent yaşamında başımıza istemediğimiz bir olay geldiğinde ilk aradığımız kişiler olan zabıtaların haftası kutlu olsun.
Zabıta haftası nedeniyle, zabıtalar yine seslerini duyurmaya çalışıyor. Resmi törenlerde yüksek perdeden atılan nutukların aksine yıllardır yaşanan ve zabıta çalışanlarının yaşamlarını tıkayarak adeta kangrenleşmiş bu sorunlara maalesef ki halen çözüm bulunabilmiş değildir.
Yerel yönetimlerin hemen bütün hizmetlerinde emekleri olan zabıta çalışanları özverili çalışmalarına rağmen, gerek ekonomik ve sosyal hakları bakımından, gerekse de özlük hakları bakımından birçok sorun yaşamaktadır.
Zabıta çalışanları diğer kamu çalışanlarından farklı olarak uzun süreli olarak, gece gündüz demeden görev yapmakta, buna karşılık gerçek emeklerinin çok altında maaş almaktadırlar. Kendilerine verilen görevleri yerine getirmek amacıyla zorluklara göğüs germekte ve özveriyle çalışmaktadırlar.
Zaman zaman sokaktaki dilencilere veya seyyar satıcılara müdahale etmek zorunda kalan zabıtalara bu yüzden maalesef ki vicdansız ve kötü kimselermiş gibi bakılmakta, ama bu müdahalelerin onların kişisel tercihi değil kendilerine verilen görev gereği olduğu unutulmaktadır. Ülkemizde her geçen gün daha da derinleşen işsizliğin ve bunun bir sonucu olan dilencilerin veya seyyar satıcıların sokaklara çıkmasının sorumlusu zabıtalar değildir. Bunların sorumlusu, bunca yıldır uyguladığı ekonomik siyasi programlarla insanlarımızı işsizliğe, açlığa ve yoksulluğa terk eden siyasi iktidardır.
Kentin düzenini oluşturan imardan çevre sağlığına, sağlıktan kentin esenliğinden ekonomik yapıdan kolluk gücüne varan kadar 60’ın üzerinde kanun ve yönetmelikle üzerlerine birçok görev yüklenen zabıtalar, 1930’lu yıllardan bu güne ne bir iş yapma teçhizatı, ne günün koşullarına göre eğitim düzeyi, ne de denetlenebilirlik ve bağımsız hareket edebilme açısından çağdaş gelişmeye uygun hale getirilmemiştir.
Bir anlamda kamu düzeninin sağlanması görevini yerine getiren Zabıta çalışanları, bu görevleri sırasında oldukça sık şekilde saldırıya uğramaktadırlar. Kimi zaman yaralanmakta, kimi zaman ölümle sonuçlanan saldırılara maruz kalmaktadırlar. Ayrıca, asli görevleri arasında yer almayan birçok işi yapmaları istenmektedir.
Zabıtaların yaşadıkları bu sorunlar hem belediye yönetimleri, hem de merkezi hükümetler tarafından görmezlikten gelinerek yıllardan beri birikmiş ve kangrenleşmiştir. Her düzeydeki yetkililer sorunların tespit edilmesinden ve çözümü için tartışılmasından bile çekinmişlerdir. Sorunların bir kısmı yasa ve yönetmeliklerden kaynaklanırken, bir bölümü de her yerelin kendi özgül koşullarından ve belediyelerin özel uygulamalarından kaynaklanmaktadır.
Sendikamız yerel yönetim hizmetlerinin temel direklerinden olan zabıta çalışanlarının sorunlarını, işkolumuzdaki öncelikli sorunlar arasında ele alıyor ve sorunların çözüm için gerekli yasal ve idari düzenlemeler yapılması için gerek TBMM nezdinde, gerek hukuksal alanda gerekse fiili ve meşru mücadele anlayışımız doğrultusunda işyerlerimizde ve sokakta sorunları gündem yapıyor, çözüm için mücadele ediyoruz.
Yıllardır sürdürdüğümüz bu mücadeleye ilk günkü kararlılık ve azimle aşağıdaki taleplerimizle devam ediyoruz.
TALEPLERİMİZ
1- Genel İdari Hizmetler sınıfında olan zabıtalar yaptıkları görev zorluğu nedeniyle bu hizmet sınıfından çıkarılmalı ve 657 sayılı D.M.K. 36. maddesine Belediye Zabıtası Hizmetleri Sınıfı ibaresi eklenmelidir: Böylece zabıtalara mesleki statüsü sağlanmalıdır.
2- Zabıta memurlarına yıpranma hakkı tanınmalı, fiili hizmet zammından yararlanmaları sağlanmalıdır.
3- Görevlerinin niteliği gereği süreklilik arz eden işler kapsamında bulunan ve günün 24 saatinde devamlılık gösteren hizmetlerde çalışan Zabıta personeline her ay maktuen kadro karşılığı ödenmekte olan maktu “fazla çalışma” ücreti kamu emekçilerinin maaşına ilave edilerek, emekli maaş ve ikramiyesi hesaplamasına esas teşkil eden parametlere katılımı sağlanmalıdır.
4- Zabıtaya her ay kadro karşılığı ödenen maktu “fazla çalışma“ ücretinin, görevin yapılması sırasında veya görevden dolayı hastalanma, yaralama ve sakatlanma hallerinde olduğu gibi çalışanın dinlenme hakkı olan yıllık izin dönemi ile hastalık raporlarından da kesilmemelidir.
5- Merkezi Bütçe Kanunu ile aylık ödenen maktu fazla çalışma ücret (mesai) miktarlarının yalnızca alt sınırı belirlenmelidir. Fazla mesai ücretini belediyeler kendi yerel konumu ve bütçelerine göre, günün şartları ve yoksulluk sınırını dikkate alarak maaşa orantılı bir endeksle belirlemelidir.
6- Üniversite mezunu olsa bile zabıtaların hak ettikleri memuriyet derecesine inmesini engelleyen belediye norm kadro yönetmeliği ve itfaiye yönetmeliğinde eşitsizliği giderecek düzenlemeler yapılmalıdır.
7- Yerel yönetimlerde personel yetersizliği ve kadrosuz çalıştırmalar nedeniyle zabıta hizmetlerinin geçici işçi ya da belediyenin diğer birimlerinden memurlar geçici görevlendirilmelerle verilmesi uygulamasına durdurulmalı; Kentlerin ihtiyacı olan zabıta sayısı uluslararası standartlar çerçevesinde belirlenerek yeterli sayıda kadrolu zabıta istihdamı sağlanarak adrese dayalı nüfus bilgilerine göre her yıl çalışan sayısı yeniden belirlenerek boş zabıta kadroları doldurulmalıdır.
8- Zabıta çalışanlarının görevlerinden dolayı maruz kaldıkları yaralanma ve sakat kalma veya ölümleri halinde, 2330 sayılı Maddi Tazminat ve Aylık Bağlanması hakkındaki kanuna bir fıkra eklenerek zabıta çalışanlarına da nakdi tazminat ödenmesi sağlanmalıdır
9- Özellikle metropol ve büyükşehir belediyelerinde her belediye zabıta biriminin farklı uygulama ve anlayışı hem hizmeti alan halk açısından hem de çalışanlar açısından ciddi olumsuzluklar yaratmaktadır. Bu nedenle, büyükşehir, ilçe ve belde belediyelerin zabıta müdürlükleri tek bir çatı altında birleştirilmeli ve uygulamada birlik sağlanmalıdır. Her ilde zabıta müdürlükleri oluşturularak bölgenin konumu ve nüfus yoğunluğuna göre görev dağılımı tek merkezden yapılmalıdır.
10- Zabıta çalışanlarının görev yerlerinin belediye başkanlarının keyfi tutumlarına göre değiştirilmesi ve yasalara ve yönetmeliklere aykırı çalıştırılması önlenmelidir.
11- Zabıta personeline yönelik görevde yükselme sınavları yıllardır yapılmadığından bir çok belediyede zabıta amirliği gibi görevler başkanın oluru ile vekaleten yürütülmektedir. Hizmet üretiminin kalitesini düşüren ve iş barışını bozan bu uygulamaya son verilmeli ve merkezi olarak görevde yükselme sınavı yapılarak, görevlendirmeler asaleten buna göre yapılmalıdır."