Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Etem Pişkin, kış aylarında üst solunum yolu enfeksiyonlarının yaz aylarında ise ishal vakalarının sıklıkla görüldüğünü ifade etti.
Son günlerde acil servis ve yataklı servislerde ishalli vakaların arttığını ifade eden Pişkin, çocuklarda ve bebeklerde halsizlik, bitkinlik gibi belirtiler görülmesi halinde hekime başvurulması gerektiğinin altını çizdi.
İshalli hastaların patates, muz, yağsız makarna ve pilav gibi yiyeceklerle beslenebileceğini ifade eden Pişkin şöyle dedi:
“Bildiğiniz gibi kış aylarında üst solunum yolu enfeksiyonları çok sık olarak gözüküyor. Yaz aylarında ise daha çok ishal vakalarını görüyoruz. İshal vakaları daha çok bir gastronomi olarak tanı koyuyoruz bu hastalara. Gastroenterid dediğimiz durum besinlere bağlı yediğimiz yiyeceklere bağlı içtiğimiz sulara bağlı olabilir. Yaz aylarında yiyeceklerin saklanma şartlarındaki sıkıntılar, sıcaklık nedeniyle bu enfeksiyonlar çok sık karşımıza çıkıyor. Şu anda son bir haftadır acil servislerimizde yataklı servislerimizde bolca ishalli vakalar artmaya başladı. Bu açıdan ishalli vakalar çocuklarda yaş küçüldükçe hastalığın ciddiyeti artıyor. En önemli tedavisi su. O yüzden sularını eksiltmemek gerekiyor. Özellikle küçük bebeklerde çok daha dikkatli olmak gerek. Çünkü küçük bebeklerde vücut tuz oranları vücut su kayıpları çok artış gösterebiliyor. Bu açıdan eğer bir bebeğinizde halsizlik, bitkinlik varsa mutlaka bir hekime danışmak gerekiyor. İshal dediğimiz durum günde üçten fazla dışkılama olarak tanımlıyoruz. O yüzden her cıvık dışkılamayı ishal gibi kabul etmemek lazım. Özellikle ishalle beraber kusma varsa bu çocuklarda sıvı kaybı oluşma ihtimali artıyor. O yüzden kusmayla eşlik eden durumlarda suları verirken mutlaka yavaş yavaş içirmek lazım. Yani çok hızlı su içirdiğimizde bu çocuklara kusmaları tetikleniyor. O yüzden sıvıları yavaş yavaş vermek gerekiyor. Çocuklarda beslenme çok önemli. Beslenmeyi yaparken mümkün olduğunca yağsız besinlerle beslenmeyi öneriyoruz. Pilav gibi, makarna gibi yiyecekleri yağsız olarak verebiliriz. Muz verebiliriz hastalarımıza. Bununla beraber patates verebiliriz. Bunlar ishal tedavisinde önemli. Mümkün olduğunca karpuz, kavun gibi veya yüksek şeker içeren gıdalardan uzak durmamız gerekiyor. Çünkü bunlar ishal miktarının sıklığını arttırabilir. Gene en önemli mesajlarımızdan biri şu olmalı. Bu vakaların ekseriyeti virüslere bağlı oluyor. Bu ne demek? Ekseriyetle antibiyotik ihtiyacı yok bu hastaların demek. O yüzden antibiyotik kullanımından mümkün olduğunca kaçınmak lazım. Doktor önerisi olmadan ve doktor herhangi bir tetkik etmeden ishalli vakalarda antibiyotik kullanmamak lazım. Çünkü antibiyotikler ishal miktarının sıklığını arttırabiliyor. Bununla beraber çeşitli probiyotikler ishal vakalarında kullanılabilir. Antibiyotikten uzak durmak, bol sıvı almak ve mümkün olduğunca el hijyenine, bu el yıkamaya özen göstermek gerekiyor.”
İHA